Birbirleri ile korna çalarak selamlaşıyorlar, olmadı selektör yapıyorlar, yeri geliyor kornaya uzun uzun basarak küfür ediyorlar.
Kornaya ne kadar uzun süre basılı tutarsan küfürün şiddeti ve etkisi de o kadar yüksek olur. Kısa korna birinci derece yakınlara selam gönderilirken, uzun süre el çekilmeden basılı korna ile bütün sülale rahatlıkla selamlanabilir. Karşı taraf da uzun uzun kornaya basarak cevap verirse bunun anlamı "bilmukabele, ben de senin yakınlarına selam söylerim!" demektir.
Karşıdan gelen tanıdık bir araca kısa basılan korna “naber”, karşılık olarak basılan uzun korna, “iyi valla nolsun” demektir.
Trakya’da ise karşıdan gelen tek kısa korna “nabyon be ya” iken karşılık olarak basılan çift korna “aynı be ya, sen nabyon” demektir.
Aynı birliğin minibüsleri ya da aynı firmanın otobüslerinin kornalaşması ya da sellektörleşmesi “iyi yolculuklar”, yerine göre de "selam kaptan kardeşim" demektir.
Birbirlerinden ayrılırken basılan tek kısa korna "hadi eyvallah, görüşürüz" manasındadır.
Düğün ve sünnet konvoylarında ise günün favori şarkıları korna ile seslendirilmeye çalışılır.
Futbol takımlarının taraftarlarının şampiyonluk ve galibiyet kutlamalarında ise aralıksız kornalar basılır. Bu arada araçlar birbirlerine zarar verseler bile umursanmaz, karşılıklı korna çalınıp devam edilir.
Karayolunda sol şeritte ağır ağır gidiyorsan arkandan hızla gelen bir tırın şiddetli kornasının, "Önümden çekiiillll ulaaaannn !!!" demek olduğunu söylemeye herhalde gerek yok.
Sarı ışığın yeşile döndüğü, saniyenin onda biri kadar geçen o sürede, hala hareket etmeyen öndeki araca basılan korna ile aslında sürücü "hadiii yürüüüü paşa kelle bekliyor onu yetiştirmem lazım" demek istemektedir. Bu arada bilmeyenler için uyarayım, sarı trafik ışığı hazırlan değil "kornaya aban" demektir.
Şehir merkezinden köylere yolcu taşıyan minibüslerin, yol güzergahlarında yavaş yavaş giderken kesik kesik kısa aralıklarla çaldıkları korna ise "ha-di gi-di-yo-ruz-yok-mu-yol-cu" demek.
Sürücünün aracı ile evinin önünde durup, aracın camı açık kapısından kafayı dışarı sarkıtarak yukarı balkona bakıp bastığı uzun korna ise "hadi ben geldim aşağı inin gidelim" demek.
Yolda radar varsa yardımsever otomobiller selektör yaparak birbirlerini uyarır. Karşı tarafta yine uzunları yakıp söndürüp teşekkür eder bu uyarıya. Karanlıkta karşıdan uzun farlarını yakarak geleni uyarmak için yine uzun farlar kullanılarak gelene korna eşliğinde selektör yapmak devamında uzunları gözüne çakmak ise "bilader o uzunları yaktığında benim gözler de aha bak büyle oluyür" demektir. Karşıdaki inat edip uzunları yakmaya devam ederse, yanından geçerken uzun uzun kornaya sürekli basmanın manasını da yukarıda anlatmıştık. (Ayrıca bkz: Medeni Kanun alt-üst soy hısımlığı konusu)
Hele bir de havalı korna ile derdini anlatanlar var ki; “Baba” filminin melodisini seslendiren mi ararsın, öksüren, hapşuran mı hepsi var. Türk Marşı çalan kornalara sahip araçlar da içlerindeki sanatçı kişiliği öne çıkaran sürücüleri barındırırlar.
Bütün bu olumsuz örneklere rağmen araçlar, insanların birbirleri ile anlaştıklarından daha güzel anlaşıyorlar. Bomboş sokakta birbirine selam vermeden geçip gidenler, trafikte birbirini uyaran ama yaya geçidinden, alt ve üst geçitlerden geçmeyenleri uyarmayanlar, yaya geçidine park edenleri uyarmayanlar, bir mekana girdiklerinde “selam” vermeyenler, vedalaşırken “Allahaısmarladık”, “hoşçakal“ demeyenler, yere tükürdü diye, gürültü yaptı diye uyardığında küfür yediklerin, hep bu araçları icat eden ve onları kullanan bizler değil miyiz?
Araçların da gevezeleri yok mu? Tabi ki var. Bunlar olur olmaz yerde ve olur olmaz saatte kornasını kullananlar.
Lütfen trafikte araç kornalarını gereksiz yere, hele geç saatlerde kullanmamaya özen gösterelim. Daha saygılı, daha duyarlı vatandaşların yaşadığı şehirlerde yaşamak hepimizin hakkı...
Karşıdan gelen tanıdık bir araca kısa basılan korna “naber”, karşılık olarak basılan uzun korna, “iyi valla nolsun” demektir.
Trakya’da ise karşıdan gelen tek kısa korna “nabyon be ya” iken karşılık olarak basılan çift korna “aynı be ya, sen nabyon” demektir.
Aynı birliğin minibüsleri ya da aynı firmanın otobüslerinin kornalaşması ya da sellektörleşmesi “iyi yolculuklar”, yerine göre de "selam kaptan kardeşim" demektir.
Birbirlerinden ayrılırken basılan tek kısa korna "hadi eyvallah, görüşürüz" manasındadır.
Düğün ve sünnet konvoylarında ise günün favori şarkıları korna ile seslendirilmeye çalışılır.
Futbol takımlarının taraftarlarının şampiyonluk ve galibiyet kutlamalarında ise aralıksız kornalar basılır. Bu arada araçlar birbirlerine zarar verseler bile umursanmaz, karşılıklı korna çalınıp devam edilir.
Karayolunda sol şeritte ağır ağır gidiyorsan arkandan hızla gelen bir tırın şiddetli kornasının, "Önümden çekiiillll ulaaaannn !!!" demek olduğunu söylemeye herhalde gerek yok.
Sarı ışığın yeşile döndüğü, saniyenin onda biri kadar geçen o sürede, hala hareket etmeyen öndeki araca basılan korna ile aslında sürücü "hadiii yürüüüü paşa kelle bekliyor onu yetiştirmem lazım" demek istemektedir. Bu arada bilmeyenler için uyarayım, sarı trafik ışığı hazırlan değil "kornaya aban" demektir.
Şehir merkezinden köylere yolcu taşıyan minibüslerin, yol güzergahlarında yavaş yavaş giderken kesik kesik kısa aralıklarla çaldıkları korna ise "ha-di gi-di-yo-ruz-yok-mu-yol-cu" demek.
Sürücünün aracı ile evinin önünde durup, aracın camı açık kapısından kafayı dışarı sarkıtarak yukarı balkona bakıp bastığı uzun korna ise "hadi ben geldim aşağı inin gidelim" demek.
Yolda radar varsa yardımsever otomobiller selektör yaparak birbirlerini uyarır. Karşı tarafta yine uzunları yakıp söndürüp teşekkür eder bu uyarıya. Karanlıkta karşıdan uzun farlarını yakarak geleni uyarmak için yine uzun farlar kullanılarak gelene korna eşliğinde selektör yapmak devamında uzunları gözüne çakmak ise "bilader o uzunları yaktığında benim gözler de aha bak büyle oluyür" demektir. Karşıdaki inat edip uzunları yakmaya devam ederse, yanından geçerken uzun uzun kornaya sürekli basmanın manasını da yukarıda anlatmıştık. (Ayrıca bkz: Medeni Kanun alt-üst soy hısımlığı konusu)
Hele bir de havalı korna ile derdini anlatanlar var ki; “Baba” filminin melodisini seslendiren mi ararsın, öksüren, hapşuran mı hepsi var. Türk Marşı çalan kornalara sahip araçlar da içlerindeki sanatçı kişiliği öne çıkaran sürücüleri barındırırlar.
Bütün bu olumsuz örneklere rağmen araçlar, insanların birbirleri ile anlaştıklarından daha güzel anlaşıyorlar. Bomboş sokakta birbirine selam vermeden geçip gidenler, trafikte birbirini uyaran ama yaya geçidinden, alt ve üst geçitlerden geçmeyenleri uyarmayanlar, yaya geçidine park edenleri uyarmayanlar, bir mekana girdiklerinde “selam” vermeyenler, vedalaşırken “Allahaısmarladık”, “hoşçakal“ demeyenler, yere tükürdü diye, gürültü yaptı diye uyardığında küfür yediklerin, hep bu araçları icat eden ve onları kullanan bizler değil miyiz?
Araçların da gevezeleri yok mu? Tabi ki var. Bunlar olur olmaz yerde ve olur olmaz saatte kornasını kullananlar.
Lütfen trafikte araç kornalarını gereksiz yere, hele geç saatlerde kullanmamaya özen gösterelim. Daha saygılı, daha duyarlı vatandaşların yaşadığı şehirlerde yaşamak hepimizin hakkı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder